Doç. Dr. Osman GEYİK - Dicle Üniversitesi

Kalabalık şehrin sadece küçük bir parçasıydı , birazda yalnız bir parçasıydı anlaşılan Şehir küçük ama  kalabalık, o ise olabildiğince yalnız Güzel bir yüzü vardı,  fakat elleri soğuk ,şehir de soğuktu tıpkı elleri gibi Gözleri vardı kahverengi , bakınca içerisinde  kol gezen bir yalnızlık Bir de gülüşü vardı yalnızlığa ve şehrin kalabalığına inat Elleri vardı soğuk, tıpkı yaşadığı şehir gibi Ama bir gülüşü vardı dedim ya yalnızlığına ve şehrin kalabalığına  inat, adeta şehri ısıtan Özlem vardı sözlerinde , geçmişe  belki de  geçmiştekilere Gülü...

Şehrin sokaklarında ıssızlık kol geziyordu Hava olabildiğince soğuk Bir yerlere koşuşturuyordu insanlar Sokağın ıssızlığına ıssızlık katmak istercesine Bazılarının yüzünde kaygı ve öfke Bazılarında yoğun bir telaş Bazılarında ise anlamsız bir soğukluk Koşuşturuyorlardı, şehrin sokaklarına ıssızlık katmak istercesine Yeni yılın bir an önce gelmesi için koşuşturuyorlardı Hani belki yeni yıl yeni umutları getirecekti Oysa ki yeni yıl sadece rakamsal bir aldatmacaydı Issız şehrin sokağındaki insanlar koşuşturuyorlardı, şehrin sokaklarına ıssızlık katmak istercesine Köşe başında elinde piyango bileti satan bir adam bekliyordu Yeni yıla umut dağıtıyordu, ıssız sokağın sakinlerine Biletini kapan telaşlı koşuşturmasına devam ediyordu Ama bu defa yüzlerinde anlamsız bir mutluluk Mutlu etmek bu kadar basitti ıssız sokağın sakinlerini Bir bilet belki de ışıkları yanıp sönen küçük plastik bir yeni yıl ağacı Umut bu ya yeni yıl geliyordu belki bitece...

Titreyen nasırlı ellerini ovuştururken , anlatıyordu hikayesini... Zaman zaman gözleri doluyor , soğuk havada akan gözyaşları yanaklarından süzülüyordu Anlattıkça  daha çok merak ediyor , acı çektiğini görünce kısa kesmek istiyordum. Büyütmüş üç çocuğunu  , okutabilmiş ikisini,  sonra da evlendirmiş Gözünden sakınmış, evet şimdi gözyaşlarını akıttığı o kahverengi gözlerinden Sonra ne  mi olmuş; Vefa dünyası ya , olan olmuş... Çocuklar büyümüş adam olmuş ! biri de gelinlik kız Kahverengi gözlü  ihtiyarı gözlerinden sakınmışlar Gözlerinden sakınmışlar derken yanlış anlaşılmasın , gözden ırak tutmayı yeğlemişler... Yaşlı adam hikayesini anlatıyor ; en küçük oğlan diyor en çok ona düşkündüm diyor. Küçükken hastalanırdı çokça , içimi ateş kaplardı o ateşlenince .. En çok ona düşkündüm, ama şimdi en çok ondan düşkünüm dedi. Anlatırken gözlerinden  yaşlar süzülüyordu ihtiyarın, yıllara şahitlik eden yüzünden.... Acı olsa gerek... Üç evlat ikisi e...